logo
19 MAYIS 2024

Bahçeli'den Sinan Ateş davası açıklaması: Yargılama derhal başlamalı

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Sinan Ateş cinayeti davasına ilişkin, "Beklentimiz şudur; mezkur iddianame ilgili mahkeme tarafından kabul edilip yargılama süreci derhâl başlatılmalıdır. Kimin elinde hangi belge ve bilgi varsa mahkemeye sunmalıdır. Hatta şahit olarak dinlenmek isteyenlere mahkeme kapısı açılmalıdır" dedi.
07.05.2024 12:44:00
İhlas Haber Ajansı
Bahçeli'den Sinan Ateş davası açıklaması: Yargılama derhal başlamalı
Bahçeli'den Sinan Ateş davası açıklaması: Yargılama derhal başlamalı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grup Toplantısı'nda konuştu.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü intikam gününe tahvil etmenin ne emek ne de dayanışma olduğunu dile getiren MHP lideri Devlet Bahçeli, 'Marx gibi, hayatlarında tek bir fabrikaya girmemiş, tek bir emekçinin elinden tutmamış bu güruhun aklı rehinli, iradesi ipotekli, vicdanı da tutsaktır. 1 Mayıs'ta yalnızca görevini yapan ve sağduyulu tavrı sebebiyle övgü alan Türk polisine düşmanca saldıranlar, nefretle muamele edenler, biliniz ki, haçlı kalıntısı ve düşman bakiyesidir. Emek gücü, bir kimsenin çalışma ve mal üretme kudretidir. Hayatları miskinlik, tembellik, hainlik ve tufeyli utanmazlıkla geçen küçük bir azınlığın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde sahneye çıkıp Taksim'e yürüme ve burada gösteri yapma gayesi her şeyden evvel maksatlıdır, maşalıktır, madrabazlıktır. Emek ve Dayanışma Günü'nü ülkemin her yerinde kutlamak mümkündür. Peki bu Taksim ısrarı niyedir' Buradaki amaç nedir' Emek ve dayanışmayla Taksim'in ne alakası vardır' 1 Mayıs 1977'deki acıklı ve vahim hadiselerin tekrarı mı planlanmaktadır' Taksim inadının altında yatan hesap nedir' Emek kutsaldır, emekçilerimiz saygındır, hepsi de başımızın üstündedir. Ne var ki, emekle, emekçiyle, üretimle, alın teriyle, helal kazançla hiçbir bağ ve bağlantısı olmayan üç beş haydudun 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü terörize etme çabası, en başta emek ve emekçi düşmanlığına hizmettir. Cumhuriyet Halk Partisi'nin, DEM'in ve marjinal partilerin bu düşmanlığa çanak tutmaları kimin kiminle yol yürüdüğünün tevsik ve teyit edilmiş özetidir" ifadelerini kullandı.

"Dışişleri Bakanımızın İslam ülkelerine direkt söylediği 'İsrail'i durdurmalıyız, ya barışla ya da zorla' sözleri kararlı ve korkusuz bir mesajdır"

Türkiye'nin, Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olmasını önemli bir adım olarak nitelendiren Bahçeli, "Geçen hafta İsrail'e yönelik ticaretin durdurulması da ülkemizin insani ve vicdani çerçevede ne alırım, ne kaybederim çetelesi tutmadan yaptığı muazzam bir siyasi hamledir. Böylelikle Türkiye'nin İsrail'le ticaretini diline dolayıp fitne çıkaranların hesabı bozulmuştur. 4-5 Mayıs 2024 tarihlerinde Gambiya'nın başkentinde yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı 15'inci Zirvesi'nde ülkemizin görüşleri açık yüreklilikle seslendirilmiştir. Bu kapsamda, Dışişleri Bakanımızın İslam ülkelerine direkt söylediği 'İsrail'i durdurmalıyız, ya barışla ya da zorla' sözleri kararlı ve korkusuz bir mesajdır. Netanyahu ve yönetimi için hesap günü yakındır. Bundan kaçış ve kurtuluş diye bir şey söz konusu değildir. 35 bin masumun dökülen kanı Netanyahu'yu inşallah boğacaktır. Dünyada en sağır edici ses acı çeken bir mazlumun suskunluğudur. Mazlumun suskunluğunu ise hiç kimse yanlışa yormamalıdır. Hem Türkiye hem de dünyada pek çok ülke zalim İsrail'e karşı ayaktadır" diye konuştu.

Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Cani Netanyahu lehine Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne baskı yapmaya başlayan Batılı ülkelerin insanlık değerleriyle çelişmek şöyle dursun, bu değerlere açık açık cephe aldığı bariz bir gerçektir. Bizim bu çifte standartçı ahlaksızlığa karnımız tok, yüzümüz dönüktür. Kim ne yaparsa yapsın, insanlık zulme karşı birleşmiş ve bilenmiştir. Bu gelişmeler yaşanıyorken, Kahire'de yürütülen ateşkes ve rehine takası anlaşmasının çıkmaza girmesi çok tehlikelidir. Refah'a operasyon tehdidinden geri adım atmayan Netanyahu müzakere sürecini dinamitlemektedir. Gazze'ye yönelik saldırıların kesilmesini açıkça ihtiva etmeyen bir anlaşmanın kalıcı ve kabul edilebilir olması elbette düşünülemeyecektir. İsrail yönetiminin ateşkes çabalarını sabote etmek için beyhude gerekçeler uydurması, esir takasına eşzamanlı olarak Gazze'ye saldırıları sonlandırma talebine kapalı durması soykırımın devamına işarettir. Gazze'de savaşın sona ermesine yanaşmayan Netanyahu'nun bedeli ödemesi artık bir insanlık ve hukuk namusudur. Birleşmiş Milletler çok acil devreye girmelidir. İsrail askerleri işgal edilen bölgelerden ön şartsız çıkmalıdır. Zira bölge bıçak sırtındadır. Masumlar adına inisiyatif üstlenmesi gereken ABD yönetiminin, Suudi Arabistan'la planlanan savunma anlaşmasına İsrail ile diyalog şartı koyması zulmü cesaretlendiren bir skandaldır. İki devletli çözüme bir destek verip bir burun kıvıran, bugün söylediğini yarın çiğneyen ABD yönetiminin güvenilmez politikaları cinayet ve katliamları maalesef teşvik etmektedir. Bazen yüksekte zannettiklerimizin, aslında eğilemeyeceğimiz kadar alçakta olduğunu görmek hayatın tuhaf bir cilvesidir. Gazze dünya için turnusol kâğıdıdır ve bu süreç kimin medeni, kimin insani, kimin merhametli, kimin adil, kimin adalet ve hukuk yanlısı olduğunu gözler önüne sermiştir. Bugüne kadar hiçbir güç zulümle abat olmamış, olamamıştır. Türk milleti onun bunun ne diyeceğine aldırış etmeden, zalimlere ve zulüm tufanına sonuna kadar karşıdır. Çünkü Türk milleti tarih, kültür ve medeniyet açısından dünya çapında eşsiz ve rakipsizdir. Her gün bir fincan kahve fiyatının yarısıyla geçinmeye çalışan 1 milyar insandan mütevellit mazlumların sesi, nefesi, hatta demir yumruk olmak için Lider Ülke Türkiye diyoruz."

"Kutuplaşmak yerine kucaklaşmak lazımdır"

Bahar aylarıyla beraber siyasette de bahar mevsiminin doğuşundan memnuniyet duyduklarını belirten MHP lideri Bahçeli, "Kutuplaşmak yerine kucaklaşmak lazımdır. Ortak akılla hareket ederek ülkemizin temel meselelerine kafa yormak, milli birlik ve dayanışmanın muteber imkanlarıyla mesafe almak bizim de arzu ve amacımızdır. İnsanı içtenlikle ve ilgiyle dinlemek yine insana en büyük ikramdır. Dinlenecek sözün doğru olması, milli ve manevi değerlerimize uygun düşmesi en makul ve mantıklı yoldur. Siyaset kavga arenası değil, konuşma ve düğümleri çözme sahasıdır. Sözün ateşiyle münakaşa ve muharebe etmek yerine; akıl ve ahlaki mutabakat ve müzakereyle Türkiye'mizin yükseliş sürecine herkes destek vermelidir. Türk ve Türkiye Yüzyılına müzahir tavır ve tutum geliştirmek her siyasi parti ve siyasetçi için milli sorumluluktur. DEM'lenmek yerine kantı, yani şekerli suyu tercih etmek, bundan da yudum yudum içmek akla en yatkın seçenektir. Cumhurbaşkanımızla CHP Genel Başkanı'nın görüşmesinin esasını es geçip boş koltukla meşgul olanların boşa ve boşluğa düşmeleri pek tabii kendi bilecekleri bir şeydir. Biz boşlukla ve boş yapanlarla değil, ülkesi ve milleti için dolu heves ve heyecanları olanların ne söylediğine, neyi hedeflediğine bakıyor, bununla ilgileniyoruz. Ancak bazı kilit mahiyetli tartışma konularıyla ilgili de görüşümüzü paylaşmak istiyoruz. Bir defa siyasetin yumuşama ve normalleşmesinin vasatı Türkiye ve Türk milletinin ortak değerleri, ortak çıkarları, ortak geleceğidir. DEM'lenenlerin ayılması bir başka düşüncemiz ve temennimizdir" şeklinde konuştu.
Türkiye'de yargı yetkisinin Türk milleti adına kullanan bağımsız ve tarafsız mahkemeler olduğunu hatırlatan Devlet Bahçeli, "Anayasa'nın 138'inci maddesine göre, hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında yasama meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez" açıklamasında bulundu.

"Özel saati merak ederse, rahat olsun, bana sorabilir, köstekli saatimi açar, kendisiyle açık açık da paylaşırım"

Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti:

"Neymiş, CHP Genel Başkanı, Avrupa Parlamentosu'nu ziyaret ettiğinde, 'saati sorunca, sen önce Kavala'yı çıkar' cevabını almış. Anlamadığımız şudur, Sayın Özel'in kolunda saati yok mudur' Haydi yok diyelim, beraberindeki arkadaşlarında da mı yoktur' Sayın Özel'in saati sormak yerine PKK'ya ve FETÖ'ye verilen destekleri muhataplarının yüzüne vurması gerekmez miydi' Türkiye hukuk devletidir, yargımız bağımsız ve tarafsızdır demesi taşıdığı sorumluluğa uygun düşmez miydi' AB'li politikacıların kara propagandasına kulak verip bunları ham haliyle ülkemize taşıyacağına Türkiye'nin egemen devlet onuruna korkusuzca sahip çıkması doğru olmaz mıydı' Bırakın Kavala'yı da kanun kaçağı FETÖ'cüleri ve PKK'lıları Türkiye'ye ne zaman teslim edeceksiniz sorusunu soramaz mıydı' Sayın Özel saati merak ederse, rahat olsun, bana sorabilir, köstekli saatimi açar, kendisiyle açık açık da paylaşırım. Kavala sevdalısı bazı kalemşörler de, 'Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamayan bir Türkiye, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayan bir Türkiye, Avrupa Konseyi tarafından yaptırım tehdidi ile karşı karşıya olan bir Türkiye, peki bu kime yarar'' diye adrese teslim bir soruyla gündem tayin etmeye hevesleniyor. Ne yapalım, boyun mu eğelim' Yarı sömürge bir ülke olmaya tamam mı diyelim' Avrupa istedi diye adalet ve hukuk şerefini iki paralık mı edelim' Şu iddialara bakar mısınız; 'Gezi davasında ceza verilmesine esas teşkil eden ve ortadan kaldırılmak istendiği iddia edilen Türkiye Cumhuriyeti hükümetinden kastedilen 'Başbakan' ve 'Bakanlar Kurulu'muymuş. Eğer yapılan itirazlar reddedilirse Gezi sanıkları, karşı çıktıkları anayasa değişikliği ile getirilen sistemden yararlanacaklarmış. Yeni hükümet sisteminde yürütme gücü Bakanlar Kurulu tarafından değil, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi tarafından kullanılmaktaymış. Başbakan ve Bakanlar Kurulu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi içinde yaşatılmıyormuş. Suçun mağduru olan hükümet, yasa ve Anayasa'dan çıkarılmış. Ortada mağduru olmayan bir suç kalmış. Mağduru olmayan suç olmazmış. Emin olunuz, bunları kaleme alan şahıs doğrudan doğruya Osman Kavala serbest bırakılmalıdır dese en azından daha tutarlı ve omurgalı bir açıklama yapmış olurdu."

Devletin üç unsuru olduğuna dikkati çeken Bahçeli, 'İlki millet, ikincisi ülke, üçüncüsü de egemenliktir. Bunların dayanağı da hukuktur. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Suç 'eski sistemde işlendi, yeni sistemde geçersizdir' demek, devleti ve milleti bilmeyen, bilse de hasıraltı eden tetikçilerin ve kimliksizlerin harcıdır. Mahut ve malum bir cinayet davasının hazırlanan 145 sayfalık iddianame dolayısıyla, Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocaklarına iftira atan, kan ve çamur sıçratan alçaklar koalisyonu, ne hikmetse devlet ve millet karşıtlarına kucak açmakta, methiyeler düzmektedir" dedi.

"Mezkur iddianame ilgili mahkeme tarafından kabul edilip yargılama süreci derhâl başlatılmalıdır"

Sinan Ateş davasında hazırlanan iddianameye ilişkin konuşan Bahçeli, "Hayatlarında tek bir defa Ülkücünün hakkını, hukukunu ve haysiyetini gözetmeyen mihrakların partimizi ve Ülkü Ocaklarını bir cinayetle anma teşebbüsleri ayrıca değerlendirilmesi gereken şerefsizce bir saldırganlıktır. Bugüne kadar niye iddianame hazırlanmadı diye sordular. İddianame hazırlandı, içi boş dediler. Davamızı yargılamak için kuyruğa girdiler. Milliyetçi Hareket Partisi olarak beklentimiz şudur; mezkur iddianame ilgili mahkeme tarafından kabul edilip yargılama süreci derhâl başlatılmalıdır. Kimin elinde hangi belge ve bilgi varsa mahkemeye sunmalıdır. Hatta şahit olarak dinlenmek isteyenlere mahkeme kapısı açılmalıdır. CHP'sinden İP'ine kadar malum partiler neyi biliyorsa acilen mahkemeye yetiştirmelidir. Abdestten şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz. Çiğ süt içmeyenin karnı da ağrımaz. Bakalım hukuki süreç Ankara'da mı bitecek, yoksa Pensilvanya'ya mı dayanacak, hodri meydan, hep beraber göreceğiz. Bilinmesini özellikle isterim ki, ellerinde binlerce Ülkücü şehidimizin kanı olanların feriştahı gelse biz de yaprak dahi kımıldamaz, kımıldamayacaktır" açıklamasında bulundu.

Bahçeli, şöyle devam etti:

"Fuzuli'nin dediği gibi, 'Herkesin bir derdi var, kimi anlatır dilini yorar, kimi susar yüreğini yakar'. Yüreğimiz yansa da dilimizi bunlara karşı artık yormayacağız. Devlette sürekliliği yok sayanların, devlet sisteminin hukuki, tarihi ve siyasi alt yapısını kurcalayanların iç işgal cephesinde konuşlandıklarını söylediğimizde, sorarım sizlere yanlış mı yapıyoruz' Hata mı ediyoruz' Türkiye'nin itibarını, istikbalini ve saygınlığını Osman Kavala'ya bağlayanlar korkunç bir bühtanın failleri değildir de nedir' Bize göre, bunlar Türkiye'nin istiklal haklarına kast eden azgınlaşmış işbirlikçilerdir. Mahkum olmuş Kavala'ya 'içeride tutuluyor' diye yazıp konuşanlar tek kelimeyle devlet ve millet muhalifidir. Bunların anlayışına göre Türkiye uluslararası baskı ve dayatmalara teslim olmalı, süngü düşürmeli, diz çökmelidir."

"Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı şer ve şirret emel sahiplerine müsaade etmeyecek"

MHP ve Cumhur İttifakı'nın şer ve şirret emel sahiplerine sonuna kadar direneceğini belirten Bahçeli, "Bu sefillerin örneklerine maalesef her dönem tesadüf edilmiştir. Fakat Türk Devri'nde, Türkiye Yüzyılı'nda bunların suyu kesilecek, üredikleri ideolojik bataklık mutlaka kurutulacaktır. Bugün Kavala şakşakçılığı yapanların, yarın terörist Demirtaş'ı, diğer gün ise İmralı canisini gündeme taşımaları mukadderdir. Böylelikle geriye ne devletin hükümranlık kazanımları ne de Türkiye'nin varoluş hakları kalacaktır. İstenen budur. Hedeflenen budur. Proje budur. Ülkemizde siyasi iklimin değişmesi ve baharın gelmesine vurgu yapanların amacı devlet ve millet düşmanlarının serbest bırakılmasıdır. Bu bahar değil, kara kıştır, fırtınadır, devletin ve milletin ağır yara almasıdır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı şer ve şirret emel sahiplerine müsaade etmeyecek, sonuna kadar direnecektir" diye konuştu.
BTP lideri Hüseyin Baş’tan 19 Mayıs mesajı
'Atatürk, işgalci haçlıya dur diyen liderdir'
Cumhurbaşkanlığı konvoyundaki 3 helikopterden 1'i düştü
Düşen helikopter Reisi'nin mi?
Beş parti yeni bir ittifakta bir araya geldi
'Kurtuluş İttifakı' kuruldu
Atatürk'ün son katıldığı 19 Mayıs kutlaması
Alkış tufanı içinde stada girdi
Öğretmen ataması için süreç başlıyor
20 bin sözleşmeli öğretmen alınacak
Erdoğan'dan 19 Mayıs mesajı
'19 Mayıs'ın ruhuna sahip çıkmalıyız'
İmamoğlu'ndan Ahmet Hakan'ı rahatlatan adım
'Aman çok şükür. Aman ne iyi'
"Bu iş çığrından çıktı. Neyi bekliyoruz?"
AKP’de ‘sokak köpeği’ zirvesi
Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında yeni gelişme
İkinci gizli tanık da ifadesini çekti
Fiyatlardaki artış hızının İçişleri Bakanları ile ne ilgisi var?
'Henüz konut alma zamanı değil
150 balon ve 4 bin yolcu ile görsel şölen
Balonlar Türk bayraklarıyla uçtu
Fetih Hareketi'nden geçici limana tepki
'Filistinlilerin tehciri için olabilir'
Hayatını kaybedenlerden biri gazeteci
Gazze'de onlarca kişi daha katledildi
Bağ evinde hain tuzak
5'i jandarma 7 kişi yaralandı
'Türk milleti tek bir millettir'
Tam bağımsızlığın ilk adımı
BTP lideri Hüseyin Baş’tan 19 Mayıs mesajı
'Atatürk, işgalci haçlıya dur diyen liderdir'
Cumhurbaşkanlığı konvoyundaki 3 helikopterden 1'i düştü
Düşen helikopter Reisi'nin mi?
Beş parti yeni bir ittifakta bir araya geldi
'Kurtuluş İttifakı' kuruldu
Atatürk'ün son katıldığı 19 Mayıs kutlaması
Alkış tufanı içinde stada girdi
Öğretmen ataması için süreç başlıyor
20 bin sözleşmeli öğretmen alınacak
Erdoğan'dan 19 Mayıs mesajı
'19 Mayıs'ın ruhuna sahip çıkmalıyız'
İmamoğlu'ndan Ahmet Hakan'ı rahatlatan adım
'Aman çok şükür. Aman ne iyi'
"Bu iş çığrından çıktı. Neyi bekliyoruz?"
AKP’de ‘sokak köpeği’ zirvesi
Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında yeni gelişme
İkinci gizli tanık da ifadesini çekti
Fiyatlardaki artış hızının İçişleri Bakanları ile ne ilgisi var?
'Henüz konut alma zamanı değil
150 balon ve 4 bin yolcu ile görsel şölen
Balonlar Türk bayraklarıyla uçtu
Fetih Hareketi'nden geçici limana tepki
'Filistinlilerin tehciri için olabilir'
Hayatını kaybedenlerden biri gazeteci
Gazze'de onlarca kişi daha katledildi
Bağ evinde hain tuzak
5'i jandarma 7 kişi yaralandı
'Türk milleti tek bir millettir'
Tam bağımsızlığın ilk adımı

Taksim'deki 19 Mayıs kutlamalarına BTP de katıldı

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nda Taksim’deki Cumhuriyet Anıtı'na çelenk bırakma töreni düzenlendi. Törende BTP adına Yerel Yönetimler ve Protokol İl Başkan Yardımcı Mehmet Aksoy hazır bulundu
19.05.2024 14:58:00
Mehmet Hakan Akkuş
Taksim'deki 19 Mayıs kutlamalarına BTP de katıldı
Taksim'deki 19 Mayıs kutlamalarına BTP de katıldı
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nda Taksim'deki Cumhuriyet Anıtı'na çelenk bırakma töreni düzenlendi.

Taksim Meydanı'nda bulunan Cumhuriyet Anıtı önünde 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri çerçevesinde tören düzenlendi. Düzenlenen törene İstanbul Vali Yardımcısı Ünal Kılıçarslan, Gençlik ve Spor İl Müdürü Muhittin Özbay, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, siyasi parti temsilcileri, çeşitli okullardan gençler, gaziler ve vatandaşlar katıldı.

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nın 105. yılında kutlamalar için Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Yerel Yönetimler ve Protokol İl Başkan Yardımcı Mehmet Aksoy, BTP İl Muhasibi Rafet Sakoğlu ve BTP İl Yönetiminden Muhammed Yasin Erkol da hazır bulundu.

Tören, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitlerimiz için yapılan saygı duruşu ile başladı, sonrasında İstiklal Marşı ile devam edildi. İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürü Muhittin Özbay'ın hazır bulunduğu törene çelenk koyma merasimi ile devam edildi. Siyasi parti temsilcileri, belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, resmi tören sonrası Cumhuriyet Anıtı'na çelenk bıraktı.

Törende Bağımsız Türkiye Partisi adına Yerel Yönetimler ve Protokol İl Başkan Yardımcı Mehmet Aksoy hazır bulundu. Aksoy, Taksim Cumhuriyet Anıtı'na Bağımsız Türkiye Partisi İl Teşkilatı çelenki bıraktı. Tören sonrasında binlerce vatandaş anıt önünde fotoğraflar çekti, şarkılar söylendi.

BTP lideri Hüseyin Baş, 19 Mayıs mesajı yayımladı

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı münasebetiyle yayımladığı mesajında, "Atatürk bu ülkenin üzerinde haçlı bayrakları dalgalanmasına dur diyen liderdir. Ebedi liderimiz Prof. Dr. Haydar Baş'ın veciz ifadesi ile "Atatürk vatandır, Atatürk bayraktır, Atatürk birleştirici harçtır" ifadelerini kullandı
19.05.2024 13:39:00 / Güncelleme: 19.05.2024 13:47:37
Haber Merkezi
BTP lideri Hüseyin Baş, 19 Mayıs mesajı yayımladı
BTP lideri Hüseyin Baş, 19 Mayıs mesajı yayımladı
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı münasebetiyle bir mesaj yayımladı. Hüseyin Baş mesajında, "Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin üzerinde haçlı bayrakları dalgalanmasına dur diyen liderdir. Ebedi liderimiz Prof. Dr. Haydar Baş'ın veciz ifadesi ile "Atatürk vatandır, Atatürk bayraktır, Atatürk birleştirici harçtır" ifadelerini kullandı.

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın açıklamaları şöyle:

"Sonu bağımsız Türkiye'ye çıkan kutlu yolculuğun ilk adımının atılışının yıl dönümündeyiz. Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun.

Mustafa Kemal Atatürk işgal altındaki İstanbul'dan Bandırma Vapuru ile ayrıldığında kafasında Anadolu'dan bağımsızlık ateşini yakmak ve İstanbul'a tekrar döndüğünde yeniden Türk egemenliğinde bir şehir bulmak vardı. Tam da öyle oldu. O'nun başlattığı bağımsızlık yürüyüşü hem Anadolu'nun hem İstanbul'un özgürlüğüne kavuşmasına vesile oldu.

O İstanbul'dan ayrılırken Galata Kulesinde İngiliz bayrağı dalgalanıyordu, tekrar döndüğünde ise şanlı bayrağımız vardı.

Bu bakımdan Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin üzerinde haçlı bayrakları dalgalanmasına dur diyen liderdir. Mustafa Kemal Atatürk bu ülkede yeniden ezanların okunmasını sağlayan liderdir. Mustafa Kemal Atatürk Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osmanbey'in türbesinden Yunan postallarını çıkaran liderdir. Ebedi liderimiz Prof. Dr. Haydar Baş'ın veciz ifadesi ile "Atatürk vatandır,  Atatürk bayraktır, Atatürk birleştirici harçtır."


Tam bağımsızlık hamlesi…


38 yaşında genç bir komutanın başlattığı bağımsızlık yürüyüşü yaklaşık 4 yıl gibi kısa bir süre içinde zaferle sonuçlandı. Ancak bu genç lider askeri zaferin yanına ekonomik bağımsızlığı da eklemek niyetindeydi. Zira tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündü. Bu anlayışla yola çıkan Atatürk tarımdan sanayiye kadar büyük bir kalkınma hamlesi başlattı. Bu sayede hem Osmanlı'dan kalma borçlar ödendi hem de Türkiye'ye büyük kalkınma hamlesi yaptı. Bu hamle Türkiye'ye ekonomik bağımsızlık getirdi.


'Atatürk'ün yaptıklarını satarak…'


Geldiğimiz noktada ise bu kazanımlar bir bir elden çıkarılmaktadır. AKP iktidarının özelleştirme politikası ile milli servetlerimiz yabancılara ve yandaşlara peşkeş çekilmektedir. Atatürk'ün yaptıklarını satarak para girdisi sağlayanlar, bu sayede vatandaşa "ekonomimiz iyi" propagandası yaparak bugünlere geldi. Ancak artık mızrak çuvala sığmıyor. Türkiye hak etmediği bir ekonomik çöküş içerisinde. Adı konmamış bir IMF politikasına tabi tutuluyoruz ve hatta Osmanlının son dönemindeki Duyun-u Umumiye'ye benzer bir durumun içerisindeyiz. İsraftan, şatafattan vazgeçmeyen iktidarın vatandaşa tasarruf baskısı yapması bu durumun bir sonucudur.


'Türkiye çaresiz değildir'


Türkiye bu manzarayı hak etmemektedir. Şartlar ne kadar ağır olursa olsun çözüm vardır. Çözüm Türkiye'yi Atatürk hedeflerine taşıyacak olan Bağımsız Türkiye Partisi'dir. Çözüm ebedi liderimiz Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'dir. Türkiyemizin bu karanlık girdaptan çıkması ancak bu sayede mümkündür. Güzel günlere ulaşmak dileği ile tekrar 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını kutluyor, bizlere bu güzel vatanı emanet eden Mustafa Kemal Atatürk ve şehitlerimizi rahmet, minnet ve özlemle anıyorum."

İmamoğlu'ndan Ahmet Hakan'ı rahatlatan adım: Aman çok şükür!

“Artık bizim de binecek uçağımız var” duygusu, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağındaki gazeteciler” geyiğinin sonunu getirecektir.
19.05.2024 11:00:00
Haber Merkezi
İmamoğlu'ndan Ahmet Hakan'ı rahatlatan adım: Aman çok şükür!
İmamoğlu'ndan Ahmet Hakan'ı rahatlatan adım: Aman çok şükür!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İstanbul'da düzenlenecek olan 2027 Avrupa Olimpiyat Oyunları'nın imza töreni için Roma'ya 73 kişilik grupla birlikte gitti.

İmamoğlu'nun kafilesinde 3 gazetecinin yer alması ve THY'den kiralanan uçakla yapılan seyahat kamuoyunun tepkisini çekerken, kendisi de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağının müdavimleri arasında yer alan Ahmet Hakan'ı ziyadesiyle mutlu etti.

Ahmet Hakan, ortaya çıkan görüntüden duyduğu memnuniyeti şu şekide kaleme aldı:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağındaki gazeteciler" konulu geyikler çevirmeye bayılan gazeteciler vardır. Bunların işleri güçleri uçaktaki gazetecileri çekiştirmektir.

Neyse ki artık bu çekiştirmenin, bu geyiğin de pek bir anlamı kalmadı.

Çünkü Ekrem İmamoğlu da yurtdışı gezilerine özel uçak kaldırmaya ve uçağına gazetecileri almaya başlamış.

Roma'ya yapılan seferin tantanasını görüyoruz, okuyoruz.

"Artık bizim de binecek uçağımız var" duygusu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağındaki gazeteciler" geyiğinin sonunu getirecektir.

Aman çok şükür. Aman ne iyi."

AKP’de ‘sokak köpeği’ zirvesi: Erdoğan, bakan ve bürokratlara kızdı

Son dönemde kamuoyunda oluşan sokak köpeği hassasiyeti konusunda Erdoğan'ın ilgili bakanları çağırarak neden bu konuda adım atılmadığını sorduğu iddia edildi.
19.05.2024 10:22:00
Haber Merkezi
AKP’de ‘sokak köpeği’ zirvesi: Erdoğan, bakan ve bürokratlara kızdı
AKP’de ‘sokak köpeği’ zirvesi: Erdoğan, bakan ve bürokratlara kızdı
İktidarın sürekli gündemde tuttuğu ancak bir türlü adım atamadığı sokak hayvanları konusunda son bir zirve yapıldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bakan ve bürokratlardan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Erdoğan'ın "Daha ne bekliyorsunuz, adım atın, çok şikayet alıyoruz" diye kızdığı öğrenildi.

"Bu iş çığrından çıktı"

Gazete Pencere'den Nuray Babacan'ın haberine göre, yerel seçimlerde siyasilere ulaşan şikayetlerin artması, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bu konuda toplantı yapmasını sağladı. Erdoğan, ilgili tüm bakan ve bürokratları çağırarak şimdiye kadar neden adım atılmadığını sordu. Cumhurbaşkanının, "Bu iş çığrından çıktı. Neyi bekliyoruz? Bir an önce halledin artık" diye tepki gösterdiği aktarıldı.

"Türkiye kuduz listesine girdi" kaygısı

Parti kurmayları, "Bu konu artık bir güvenlik ve sağlık sorunu oldu. Türkiye, kuduz riski taşıyan ülkeler listesine girdi. Toplum sağlığını ve turizmi de ilgilendiriyor. Özellikle çocuklar ve yaşlılar açısından büyük risk haline geldi. Kısırlaştırıp sokağa bırakmak sorunu çözmeyecek. Kısırlaştırmak saldırganlığı önlemiyor. Mama ile beslenen köpeklerin saldırganlığının daha fazla olduğu saptamaları var" dediler.

Toplum desteği gerekli

Toplantıda ayrıca, sokak köpekleriyle ilgili alınacak önlemler konusunda kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi, tepkilerin dikkate alınması gerektiği de ifade edildi. Toplantıya katılanlar, kamuoyu desteğinin şart olduğu görüşünü dile getirdiler. Çalışmalar sırasında dünya örneklerinin incelendiği, İngiltere, İtalya ve Portekiz'deki sistemin esas alınacağı aktarıldı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.