Tam bağımsızlık, bir ülkenin, bir milletin varlığını sürdürebilmesi, geleceğe adım atabilmesi için olmazsa olmazdır.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk bağımsızlıkla ilgili şunları söylemektedir:
"Özgürlük ve bağımsızlıktan yoksun bir ulus için, yaşamanın ne anlamı, ne de zevki vardır." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C.III, s. 81)
"Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir." (1921, Ankara, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. III, s. 31)
"Benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar amansız düşmanıyım." (23 Nisan 1921, Ankara Gazetesi)
Tam bağımsız olunabilmesi için ekonomik olarak bağımsız olmak şarttır.
Atatürk, bağımsızlığın temel şartı olan milli ekonomi ile ilgili şunları söylemektedir:
"Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlık ile mümkündür." (1922, Ankara, a.g.e, C. I, s. 243)
"Siyasi, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa kazanılan zaferler kalıcı olmaz az zamanda kaybedilir. (1923, İzmir, a.g.e, C. II, s.111)
"Bu millet, ekonomik bağımsızlığını elde ederse o kadar kuvvetli temel üzerinde yerleşmiş ve ilerlemeye başlamış olacaktır ve artık bunu yerinden kımıldatmak mümkün olmayacaktır. İşte düşmanlarımızın, hakiki düşmanlarımızın bir türlü rıza göstermedikleri budur." (1923, İzmir, a.g.e, C. II, s. 114)
"Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin özgür, bağımsız, daima daha kuvvetli, daima daha müreffeh Türkiye idealinin belkemiğidir." (a.g.e, C.I, s.416)
"Bir devletin maliyesi bağımsızlıktan yoksun olunca, o devletin bütün hayati kısımlarında bağımsızlık felç olmuştur." (a.g.e, C.I, s.243)
Atatürk'e göre milli bir tarım yoksa bağımsız bir ekonomiden bahsedemeyiz:
"Türkiye'nin gerçek sahibi efendisi, gerçek üretici olan köylüdür." (1922, Ankara, a.g.e, C. I, s. 240)
"Milli ekonominin temeli, ziraattır." (a.g.e, C.I, s.412)
Atatürk, tam bağımsızlığın milli seferberlikle, milli ekonomide kalkınmanın ancak birlik ve beraberlikle sağlanabileceğini vurgular:
"Başarı, tüm ulusun azim ve inancıyla çabasını birleştirmesi sonucu kazanılabilir." (1921, İzmir, C.II, s. 80-81)
"Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır." (1932, İstanbul, Cumhuriyet Gazetesi, 05 Ekim 1932)
Şimdi dilerseniz bu gerçekleri formülize edelim. Devletimizin ve milletimizin bekası için tam bağımsız olmamız lazım; tam bağımsız olmak için bağımsız ve milli bir ekonomi lazım; milli bir ekonomi için de milli bir tarım politikası lazım ve de bunların hepsinin başarıya ulaşması için birlik ve beraberlik lazım.
Aklımızı başımıza alalım ve iyi bir şekilde düşünelim, bugün bunları ifade eden, hatta projelendiren, pratikleştiren ve Atatürk'ün ayak izine basarak yürüyen kim var?
Bir kişi var, o da Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı, Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş?
"Ne AB, Ne ABD, tek çözüm Bağımsız Türkiye" diyerek tam bağımsızlık vurgusu yapıyor, manda ve himayeye en baştan "hayır" diyor.
Tam bağımsızlığın milli ve bağımsız bir ekonomiden geçtiğini çok iyi biliyor ve bu sebeple yepyeni milli bir sitem, bir model ortaya koydu, Milli Ekonomi Modeli?
Milletimizin yıllardır sırt döndüğü -ve bu sebeple de kölelikten kurtulamadığı- bu eşsiz modeli dünyada birçok ülke uygulamaya başladı, dünyanın yarı nüfusu, 4 milyar insan bugün bu model sayesinde karnını doyurmaktadır, sırtını giydirmektedir.
Küresel krizde 120'yi aşkın ülkenin can simidi oldu Milli Ekonomi Modeli ve 9 uluslar arası kongrede 500'ü aşkın bilim adamı tarafından "tek çözüm", "barışın ve çözümün tek adresi" olarak ifade edildi.
Milli Ekonomi Modeli, milli tarım projelerine geniş yer ayırmaktadır ve tarım devlet baba tarafından desteklenmesi gereken stratejik bir sektör olarak ifade edilmektedir.
Prof. Dr. Baş'ın, Model'de, tam bağımsızlık ve de milli bir ekonomi için gerekli olan en temel şartı ise emeğin ve üretimin ve de sahip olunan maden zenginliklerinin karşılığı devreye sokulacak olan "milli para"dır. Milli para olmadan milli tarım da olmaz, mill bir ekonomi de; ülkeler bağımlılıktan asla kurtulamazlar.
Dikkat ederseniz, Ata'mızın "milli ekonomi" anlayışını kavramaktan aciz bir anlayıştan bahsetmiyoruz, bilakis milli para formülüyle taçlandıran, daha ötelere taşıyan bir anlayıştan, bir dahiden bahsediyoruz. Tabii ki, anlayabilene?
Ve Prof. Dr. Baş, bütün bunların ancak birlik ve beraberlikle yapılabileceğine inanıyor ve bu sebeple;
"Türk-Kürt aynı dedenin evlatlarıyız, bizler kardeşiz" dedi, "Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler" eserini ortaya koydu ve bu konuda Türkiye'nin her yerinde konferanslar, sempozyumlar gerçekleştirdi.
"Şii ve Sünni Müslüman'dır, kardeştir. Kanları birbirine haramdır" dedi, 14 ciltlik "Ehl-i Beyt Külliyatı"nı, "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" tezini kaleme aldı ve yine Türkiye'nin her ilinde Ehl-i Beyt sempozyumları, panelleri organize edildi.
"Atatürk birliğimizin harcıdır, Atatürk vatandır" dedi, şu an Atatürk'le ilgili kitap hazırlığında ve Türkiye'nin her yerinde "Atatürk vatandır" sempozyumları başlatıldı.
Bugün bu çalışmaları ne Atatürk'ü hiç anlamayanlar, ne de bugüne kadar anladığını zannedenler ortaya koydu. Bu sadece Prof. Dr. Baş'a nasip oldu.
Yine ifade ediyoruz ki, bugün Atatürk'ün çizgisinde yürüyen tek lider Prof. Dr. Haydar Baş'tır ve milletimizin bu gerçeği görerek, nasıl dedelerimiz Ata'mızı yalnız bırakmadıysa, bugünün Hoca Atatürk'ü olan Prof. Dr. Baş'ı da asla yalnız bırakmamalıyız.
Yoksa ne üzerinde yaşayacağımız bir vatan toprağo kalır, ne de göklerde dalgalanan bayrağımız?
Bu açıdan bakıldığında, bu gerçekleri önümüze koyan Prof. Dr. Haydar Baş da vatandır, bayraktır ve birlik ve beraberliğimizin harcıdır.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk bağımsızlıkla ilgili şunları söylemektedir:
"Özgürlük ve bağımsızlıktan yoksun bir ulus için, yaşamanın ne anlamı, ne de zevki vardır." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C.III, s. 81)
"Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir." (1921, Ankara, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. III, s. 31)
"Benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar amansız düşmanıyım." (23 Nisan 1921, Ankara Gazetesi)
Tam bağımsız olunabilmesi için ekonomik olarak bağımsız olmak şarttır.
Atatürk, bağımsızlığın temel şartı olan milli ekonomi ile ilgili şunları söylemektedir:
"Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlık ile mümkündür." (1922, Ankara, a.g.e, C. I, s. 243)
"Siyasi, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa kazanılan zaferler kalıcı olmaz az zamanda kaybedilir. (1923, İzmir, a.g.e, C. II, s.111)
"Bu millet, ekonomik bağımsızlığını elde ederse o kadar kuvvetli temel üzerinde yerleşmiş ve ilerlemeye başlamış olacaktır ve artık bunu yerinden kımıldatmak mümkün olmayacaktır. İşte düşmanlarımızın, hakiki düşmanlarımızın bir türlü rıza göstermedikleri budur." (1923, İzmir, a.g.e, C. II, s. 114)
"Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin özgür, bağımsız, daima daha kuvvetli, daima daha müreffeh Türkiye idealinin belkemiğidir." (a.g.e, C.I, s.416)
"Bir devletin maliyesi bağımsızlıktan yoksun olunca, o devletin bütün hayati kısımlarında bağımsızlık felç olmuştur." (a.g.e, C.I, s.243)
Atatürk'e göre milli bir tarım yoksa bağımsız bir ekonomiden bahsedemeyiz:
"Türkiye'nin gerçek sahibi efendisi, gerçek üretici olan köylüdür." (1922, Ankara, a.g.e, C. I, s. 240)
"Milli ekonominin temeli, ziraattır." (a.g.e, C.I, s.412)
Atatürk, tam bağımsızlığın milli seferberlikle, milli ekonomide kalkınmanın ancak birlik ve beraberlikle sağlanabileceğini vurgular:
"Başarı, tüm ulusun azim ve inancıyla çabasını birleştirmesi sonucu kazanılabilir." (1921, İzmir, C.II, s. 80-81)
"Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır." (1932, İstanbul, Cumhuriyet Gazetesi, 05 Ekim 1932)
Şimdi dilerseniz bu gerçekleri formülize edelim. Devletimizin ve milletimizin bekası için tam bağımsız olmamız lazım; tam bağımsız olmak için bağımsız ve milli bir ekonomi lazım; milli bir ekonomi için de milli bir tarım politikası lazım ve de bunların hepsinin başarıya ulaşması için birlik ve beraberlik lazım.
Aklımızı başımıza alalım ve iyi bir şekilde düşünelim, bugün bunları ifade eden, hatta projelendiren, pratikleştiren ve Atatürk'ün ayak izine basarak yürüyen kim var?
Bir kişi var, o da Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı, Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş?
"Ne AB, Ne ABD, tek çözüm Bağımsız Türkiye" diyerek tam bağımsızlık vurgusu yapıyor, manda ve himayeye en baştan "hayır" diyor.
Tam bağımsızlığın milli ve bağımsız bir ekonomiden geçtiğini çok iyi biliyor ve bu sebeple yepyeni milli bir sitem, bir model ortaya koydu, Milli Ekonomi Modeli?
Milletimizin yıllardır sırt döndüğü -ve bu sebeple de kölelikten kurtulamadığı- bu eşsiz modeli dünyada birçok ülke uygulamaya başladı, dünyanın yarı nüfusu, 4 milyar insan bugün bu model sayesinde karnını doyurmaktadır, sırtını giydirmektedir.
Küresel krizde 120'yi aşkın ülkenin can simidi oldu Milli Ekonomi Modeli ve 9 uluslar arası kongrede 500'ü aşkın bilim adamı tarafından "tek çözüm", "barışın ve çözümün tek adresi" olarak ifade edildi.
Milli Ekonomi Modeli, milli tarım projelerine geniş yer ayırmaktadır ve tarım devlet baba tarafından desteklenmesi gereken stratejik bir sektör olarak ifade edilmektedir.
Prof. Dr. Baş'ın, Model'de, tam bağımsızlık ve de milli bir ekonomi için gerekli olan en temel şartı ise emeğin ve üretimin ve de sahip olunan maden zenginliklerinin karşılığı devreye sokulacak olan "milli para"dır. Milli para olmadan milli tarım da olmaz, mill bir ekonomi de; ülkeler bağımlılıktan asla kurtulamazlar.
Dikkat ederseniz, Ata'mızın "milli ekonomi" anlayışını kavramaktan aciz bir anlayıştan bahsetmiyoruz, bilakis milli para formülüyle taçlandıran, daha ötelere taşıyan bir anlayıştan, bir dahiden bahsediyoruz. Tabii ki, anlayabilene?
Ve Prof. Dr. Baş, bütün bunların ancak birlik ve beraberlikle yapılabileceğine inanıyor ve bu sebeple;
"Türk-Kürt aynı dedenin evlatlarıyız, bizler kardeşiz" dedi, "Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler" eserini ortaya koydu ve bu konuda Türkiye'nin her yerinde konferanslar, sempozyumlar gerçekleştirdi.
"Şii ve Sünni Müslüman'dır, kardeştir. Kanları birbirine haramdır" dedi, 14 ciltlik "Ehl-i Beyt Külliyatı"nı, "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" tezini kaleme aldı ve yine Türkiye'nin her ilinde Ehl-i Beyt sempozyumları, panelleri organize edildi.
"Atatürk birliğimizin harcıdır, Atatürk vatandır" dedi, şu an Atatürk'le ilgili kitap hazırlığında ve Türkiye'nin her yerinde "Atatürk vatandır" sempozyumları başlatıldı.
Bugün bu çalışmaları ne Atatürk'ü hiç anlamayanlar, ne de bugüne kadar anladığını zannedenler ortaya koydu. Bu sadece Prof. Dr. Baş'a nasip oldu.
Yine ifade ediyoruz ki, bugün Atatürk'ün çizgisinde yürüyen tek lider Prof. Dr. Haydar Baş'tır ve milletimizin bu gerçeği görerek, nasıl dedelerimiz Ata'mızı yalnız bırakmadıysa, bugünün Hoca Atatürk'ü olan Prof. Dr. Baş'ı da asla yalnız bırakmamalıyız.
Yoksa ne üzerinde yaşayacağımız bir vatan toprağo kalır, ne de göklerde dalgalanan bayrağımız?
Bu açıdan bakıldığında, bu gerçekleri önümüze koyan Prof. Dr. Haydar Baş da vatandır, bayraktır ve birlik ve beraberliğimizin harcıdır.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Asgari ücreti kim belirliyor; komisyon mu, yabancılar mı? / 25.12.2024
- ‘Terörist’ kıyafet değiştirip ‘siyasetçi’ oluveriyor! / 24.12.2024
- Suriye’yi HTŞ vekaletiyle ABD yönetecek! / 21.12.2024
- Asgari Ücret Komisyonunda işçiler temsil edilmiyor! / 20.12.2024
- Bayram değil, seyran değil, Trump bizi niye öptü? / 18.12.2024
- Asgari ücrette ‘kabullenilmiş çaresizlik’ yaşanıyor / 17.12.2024
- Yeni Suriye’nin net kazananları ABD ve İsrail / 14.12.2024
- Suriye’de fotoğrafın büyüğünü görmek! / 13.12.2024
- İsrail’i Suriye’de şimdi kim durduracak? / 11.12.2024
- Suriye BOP’unun tamamlanması, Türkiye BOP’una işaret / 10.12.2024
- ‘Terörist’ kıyafet değiştirip ‘siyasetçi’ oluveriyor! / 24.12.2024
- Suriye’yi HTŞ vekaletiyle ABD yönetecek! / 21.12.2024
- Asgari Ücret Komisyonunda işçiler temsil edilmiyor! / 20.12.2024
- Bayram değil, seyran değil, Trump bizi niye öptü? / 18.12.2024
- Asgari ücrette ‘kabullenilmiş çaresizlik’ yaşanıyor / 17.12.2024
- Yeni Suriye’nin net kazananları ABD ve İsrail / 14.12.2024
- Suriye’de fotoğrafın büyüğünü görmek! / 13.12.2024
- İsrail’i Suriye’de şimdi kim durduracak? / 11.12.2024
- Suriye BOP’unun tamamlanması, Türkiye BOP’una işaret / 10.12.2024